Bugün Fikrimizce.com’da Orta Asya ülkelerinin ortak sorunu olan “eksklav” bölgeler ve bu bölgelerin doğurduğu ortak sorunlar özelinde, önemli noktalara değinmek istiyorum. Bu yazı, 29 Nisan 2021 tarihinde yaşanan Tacikistan ve Kırgızistan arasındaki sınır çatışmalarını ve Fergana Vadisi’nin önemi kapsamında anlamak ve bölgeyi daha iyi tanımak için ilk basamak olabilir. Savaşın bilançosuna geçmeden önce bu krizlerin her sene neden düzenli olarak yaşandığı üzerine konuşmak gerekiyor.
Sovyetler Birliği’nin ve Rus istihbaratı KGB’nin yıkılmadan önce can çekişirken Orta Asya halkları arasındaki birliği engellemek için inşa ettiği adaletsiz sınırlar, günümüzde bölgede yaşanan birçok sınır probleminin temelidir. En ciddi hudud karmaşası ise Fergana Vadisi’ndedir. Kuzeyinde Çatkal dizini, güneyinde Alay Dağları ve Tanrı Dağları ile çevrili bu üçgen şeklindeki vadi, Orta Asya’nın tarım merkezi konumundadır ve hatta çok zengin maden potansiyeline de sahiptir. Fergana Vadisi’nde toprakları bulunan bu üç devlet (Tacikistan, Kırgızistan, Özbekistan) bölgede daha fazla söz hakkı elde etmek için 1991 SSCB’nin yıkılışından beri zaman zaman tartışmalar, çatışmalar yaşıyorlar. Bölgede ise 9 eksklav alan var; Bunlar Özbekistan’ın Kırgızistan’da Soh, Şahimerdan, Taş-Döbö, Çon Kara, Tayan olmak üzere beş tane, Kırgızistan’ın Özbekistan’da Barak eksklavı, Tacikistan’ın Özbekistan’da Sarvan, Kırgızistan’da ise Voruh ve Batı Kalacha eksklavları olmak üzere bölgede toplam dokuz eksklav alan bulunmaktadır. Bu eksklav alanların ne oldukları da şu şekilde tanımlanabilir: Bir toprak parçasının siyasi olarak bağlı olduğu bölgeye coğrafi açıdan bağlı olmayan, bu bölge ile arasında başka bir siyasi bölge bulunan siyasi bölgedir. Bu duruma en bilinen örnek, Nahçıvan olabilir.
29 Nisan 2021 tarihindeki krizden önce, en son yaşanan çatışmalar Mart 2019 Voruh’ta Fergana Vadisi’nin bol olan su kaynaklarının paylaşılmasıyla ilgili Bişkek yönetimi tarafından yapılması planlanan bir yol projesi sebebiyle olmuştu. Kırgızlar ve Tacikler arasında yaşanan taşlı ve sopalı kavgada bir Tacikistan vatandaşı hayatını kaybetmişti. Vatandaşlar arasında rutin durumda çatışmalar yaşansa da en son 2021’in Nisan ayında yaşanan çatışmalar oldukça sert bir hale bürünmüştü. Kırgız ve Tacikler arasında çıkan halk kavgasında devreye kolluk kuvvetleri ve askerlerin girmesiyle beraber iki taraftan da toplam 10 civarı ölü ve 120’nin üzerinde yaralı rapor edildi, 3-4 saat süren çatışmaların sonunda ateşkes ilan edilse de 29’unu 30’a bağlayan gece yarısı Tacikistanlı vatandaşlar bir araya geldikten sonra, çeteler kurarak Voruh bölgesi sınırındaki Kırgızların evlerini, arabalarını, tarlalarını yaktılar. Bu saldırıların sonucunda 100’e yakın bina ve araç hasar görürken 15.500 Kırgız vatandaşı yerleşkelerinden göç etmek zorunda kaldılar ve yaktıkları Kırgız köylerinden 1000’e yakın koyun sürüsünü de beraberinde alıp götürdüler. Yaktıkları Kırgız evlerinin önünde ise toplu fotoğraflar çekinerek sosyal medya hesaplarından paylaşımlar yaptılar. Taciklerin Kırgızlara saldırmasının ardında Pan-farsizim yatmaktadır. Farsi hesaplar Tacikleri savunmaya geçmeleri de bu kanıyı destekler nitelikte. Ruslar medya alanında tamamen Tacikleri desteklerken, Tacikistan’ın bu aralar İran’dan silah yardımı almaya başlamasının ve Afganistan ile ilişkilerini pekiştirmeye çalışmasının sonuçları olarak görüyorum bu kargaşayı.
Orta Asya’nın 70 milyonluk nüfusunun 20 Milyonu Fergana Vadisi’nde yaşadığı için insan gücü bakımından bu bölge “ikinci Çin” olarak dahi adlandırılabiliyor. Bu bölgeye hakim olmak Avrasya’nın tamamını kontrol etmek demektir. Şahsen Rusların düzenlediği sınır tuzaklarını ABD’nin Çin’i kullanarak Rusya’nın yayılmacı politikasını engelleyebileceğini düşünüyorum. Şu an Rusya iki ülkeyle de “ortak” “anlayışlı” bir plan/proje hazırlamaya çalışıyor gibi görünse de bölgeye barış gücü altında askerlerini gönderip Fergana Vadisi’nde devriye atmak istiyor. Kırgızlar ise Cumhurbaşkanı Caparov’a slogan atarak, Tacikistan’a yönelik seferberlik ilanı için eylemler yapıyorlar. Ayrıca yanlış bilinen yaygın kanılara ithafen; Tacikler Türk değildir, kendileri Fars kökenlidir, İrani toplumlar ile aynı soydan gelirler ancak sünni müslümanlar ülkenin %95’ni oluştururken şii nüfus %2’dir. Kırgızlar ise Türki’dir.
(Berk Yakar)