Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, 15 yıl önce bugün, uğradığı silahlı saldırı sonucu Ogün Samast isimli tetikçi tarafından öldürüldü.

Suikastin azmettiricileri halen cezasız kalırken, Trabzon Emniyeti’ne bağlı yardımcı istihbarat elemanı Erhan Tuncel 99 yıl 7 ay, fail Ogün Samast 22 yıl 10 ay hapis cezası aldı.

Hrant Dink’e karşı duyulan rahatsızlığın başlangıcı, 7 kasım 2003 tarihli “Ermeni Kimliği Üzerine” adlı  haftalık yazım serisinin ilk yayımıyla oldu. Ermeni kimliği ve diasporası üzerine bilgi ve düşünce temelli bir yazı dizisi olan bu seri, başlangıçta hiç dikkat çekmemişti. Agos Gazetesinde Sabiha Gökçenin ermeni kızı olduğu iddiaları haber olana kadar her şey gayet sorunsuz ilerliyordu. Sabiha Gökçen haberi sonrası milliyetçi tarafların sesleri duyulmaya başladığı sırada, Hürriyet Gazetesi de aynı içerikle bu iddiayı kamuoyuna sundu. Hürriyet’te daha geniş yankılar bulan bu haber, toplumun radikal kesimlerince çarpıtılarak Ermeni Diaspora’sı aleyhine kullanılmaya başlandı. Halkın galeyana gelmesi sonucunda, Genelkurmay Başkanlığı tarafları daha da geren bir açıklama yaptı: “Türk medyasının bir bölümünde sağlıklı olmayan ve tehlikeli düşüncelere, bilinçli ve bilinçsiz bir şekilde ve sorumsuzca yer verildiği kaygıyla izlenmektedir.” Bu açıklama daha önce benzeri görülmemiş bir davranıştı. 13 Şubat 2004’te Hrant Dink, Ermeni Diasporası’nın yaşanan olumsuz olaylar sonucu daha fazla tahrik olmaması için yazım dizisinin 8.bölümünde çarpıtılmaya açık olan şu cümlelerini yayımladı: “Türk’ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni’nin Ermenistan’la kuracağı asil damarda mevcuttur.” Hrant Dink bu cümlenin sonucunda, radikal kesimlerin odak noktası haline geldi. 6 ay ceza aldığı, bilirkişi raporuna rağmen Yargıtay’ın onaylamakta ısrar ettigi yanlış anlaşılan bir cümleydi bu.

 

Basın dünyasında tanınan birçok isim, duayen gazeteciler, Hrant Dink’in yazısının yanlış anlaşılmaması gerektigini gayet açık bir dille açıklamaya çalışsa da, bu sözleri fırsat bilen bazı gazeteciler Hrant Dink’in üzerine hedef gösteren köşeyazıları hazırladılar. Emin Çölaşan “Ufak Ufak, Yavaş Yavaş” başlıklı yazısında doğrudan Hrant Dink’e yönelik saldırgan bir tavırla kamuoyuna yaranıyordu. Hrant Dink’in “Ermeni Kimliği Üzerine ” isimli yazım dizisinin 8.bölümünde anlatılmak istenen Türk “olgusunun” ermeni kimliği üzerinde yarattığı etkiydi. Türk kanının zehirli olduğunu değil, Ermeni Diasporası’nın kanlarını zehirleyen Türk travması ve düşmanlığından arınmaları gerektiğine dikkat çekiyordu.

Nihat Genç’in de aralarında bulunduğu Doğu Konferansı Aydınlar Heyeti’ni yuhalayan Ermenilere karşı Dink’in sert çıkışlarını görmezden gelen gazeteciler ve siyasi figürler, radikal kesimleri arkalarına alarak Dink’i hedef göstermeye devam ettiler.

Sonucunda Hrant Dink 19 Ocak 2007 tarihinde Ogün Samast isimli tetikçi tarafından suikaste uğradı. Saldırının siyasi ve askeri azmettiricileri henüz ceza almamışken, suikastin faili Ogün Samast, suikastin azmettiricileri Trabzon Emniyeti’ne bağlı yardımcı istihbarat elemanı Erhan Tuncel, Menzil Cemaati üyesi ve Ogün Samast’ın arkadaşı Yasin Hayal ise tutuklanarak cezaevine gönderildi.

 

Avatar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir