Milli takım dünya kupasına katılamadı, Portekiz’e elendik.
Portekiz tarafından elenmek sorun değil, son Avrupa Şampiyonası’ndaki oyunumuz zaten ortadaydı, Dünya Kupasında da benzer bir oyunu oynama ihtimalimiz vardı.
Ülkemizde hiçbir zaman futbol kültürü olmadı.
Kısa vadeli büyük başarılarla kendimizi kandırmaktan aldığımız kötü sonuçlar bizi hem çok üzüyor hem de çok kızdırıyor.
Portekiz maçından sonra hiç üzülmedim, aksine mutlu oldum bile diyebilirim.
Başarılı bir nesile sahip olsak bile başarı hikayesi yazabilmek için futbol kültürünün yerleşmesi gerekiyor.
Futbol kulüplerinin mevcut yönetim tarzı ve federasyon yapısı bugüne kadar futbol kültürünün oluşmasına izin vermemiştir.
Herkes kimseyi suçlamadan evinin önünü süpürmelidir.
Futbol kulüplerimiz, futbolcular ve antrenörler için bir öğütme merkezi gibi çalışır.
Avrupa’daki çoğu futbol takımının futbol kültürü olduğu için eski futbolcular teknik direktör olarak takımlarını sorunsuz çalıştırabiliyor. Milli Takımların çoğunda birkaç yıl önce futbolu bırakan antrenörler var.
Bizim durumumuzda ise durum çok farklı.
Geçen sezon Fenerbahçe ve Beşiktaş başarılı genç teknik adamlarla çalıştı. Fenerbahçe’de Erol Bulut başarısız göründüğü için kovuldu. Beşiktaş’ta şampiyon olarak kovulmaktan kurtulan Sergen Yalçın, bu yıl da kovulma şerefine nail oldu!
Ancak sorun sadece hocada değil. Profesyonelleşmeye direnen spor kulüplerindedir.
Süper Lig şampiyonu takımımız Avrupa’da herhangi bir başarı öyküsü yazmadan eleniyor.
Fatih Terim, Şenol Güneş veya Mustafa Denizli ve diğer teknik adamların başarısızlığı da yerleşik bir futbol kültürü ortamının olmamasından kaynaklanıyor.
Fatih Terim İtalya’da başarılı olsa da uzun süre hizmet edemedi. İtalya’da var olan futbol kültürü buna izin vermedi.
Fatih Terim de Şenol Güneş gibi bir marka ama ülke olarak bir futbol kültürü edinemedik ve bu markaları değerli kılamadık.
Marka olacak teknik direktörlerimiz var, genç hocalarımızın başarılarıyla gurur duymalıyız ama yetmez.
Erol Bulut bir başarı hikayesi yazarken, Fenerbahçe macerasının ardından düşüş trendine girdi. Bu olay daha önce birçok antrenörün başına geldi.
Şimdi Trabzonspor’da Abdullah Avcı ve Konyaspor’da İlhan Palut ile başarılı bir sezon geçiriyor. Ancak gelecek yıl gelebilecek başarısızlıklar bu antrenörlerin istifasını ya da görevden alınmasını gündeme getiriyor.
Bu nedenle sorunun temel kaynağı olan futboldaki kültür eksikliğimizi tartışmak yerine, teknik direktöre başarıya göre yorum yapmak sadece günü kurtarmaktır.
İstisnasız tüm futbol kulüplerimiz, milli takımımız üzerinden oluşacak bir futbol kültürüne uyum sağlamalı ve Futbol Federasyonu bu yönde öncülük etmelidir.
Futbol kültürü oluşmazsa futbolcularımız ve teknik direktörlerimiz bir ateş gibi parlayacak ve sonra sönecektir.
Bu teknik direktörlere ve futbolculara zaman zaman zorunluluktan ihtiyaç duyulacak olsa da saman alevi etkisi gösterse de sürekliliği olmayacaktır.
(Muhammed Işık)