Bu günlerde iki coşkuyu birlikte kutluyoruz. Çanakkale Zaferi’nin coşkusuyla baharı müjdeleyen Nevruz coşkusu içindeyiz.
Çanakkale cephesi müdafaası ile vatan savunması dersini tüm dünyaya verdik. Tüm dünyaya bir toprak parçasının ne kadar değerli olduğunu öğrettik. 14-15 yaşında bıyıkları bile terlemeden, kalem tutan eller vatanı için şehit olmaktan çekinmediler.
Çanakkale, inancın ve kararlılığın zaferidir.
Çanakkale savaşları hakkında ciltler dolusu kitap yazanlar bile bugünden bakıldığında bu ruhu yeterince aktaramadılar, anlatamadılar.
Çanakkale’nin ruhu turistik geziler düzenlenerek anlaşılmaz, hissedilmez.
18 Mart’ta konferanslar, sunumlar, gösteriler, açık oturumlar, bayram kutlamaları düzenlenerek Çanakkale ruhu kavranamaz, aşılanamaz.
Çanakkale bir varoluş destanıdır. Çanakkale, inancın ve inancın başarısıdır. Çanakkale ruhunu her zaman kalbinizde taşıyıp özünü koruyabilirseniz şehitler huzur içindedir.
Birkaç gün sonra ise, düzenledikleri törenlerle Çanakkale gündeminden kurtulanları Nevruz törenleri (coşkusu) beklemektedir.
Her yıl monoton, taklitçi ve ruhsuz bir bayram coşkusu içindeyiz!
Çanakkale Zaferi’nin farkındalığında olanlar tabi ki sonrasında Nevruz Bayramını da idrak edebilirler.
Rutin, prosedür kutlamalarla bu günleri kutladığını düşünenler için söyleyecek sözüm yok!
Ülkemiz hala birçok yönden savaşın gölgesinde. Yakın çevresindeki savaşlardan etkilenmekte olup, bu yangının bir gün ülkemize de sıçrama olasılığı her zaman vardır.
Toplum olarak savaş psikolojisine yabancı değiliz. Sebep ve sonuçları ne olursa olsun 15 Temmuz darbe girişimi toplumun etkiye tepki verme hızını göstermesi bakımından önemlidir.
Savaştan ziyade barışın olmasını her daim temenni ederiz. Nevruz sadece yazın müjdecisi değil aynı zamanda toplumun arınması, toparlanması için de bir vesile olsa gerekir.
18 Mart günü Çanakkale Zaferi taşıdığı anlam bakımından ne kadar değerliyse 21 Mart Nevruz Bayramı da belki aynı öneme sahiptir. Bu iki önemli olayın peş peşe geliyor oluşu da toplumun kendini toparlaması için iyi bir fırsat olduğuna inanıyorum.
Tabi bu iki değerli günü sadece üstünkörü kutlayarak bu bilince sahip olamayız.
Toplum olarak ayrışarak, birbirimize düşmanlık ederek, nefret besleyerek de bu günleri kutlamış olamayız.
Bu iki gün barışın ve yenilenmenin işaret fişekleridir. Tabi değerini ve kıymetini bilene…
(Muhammed Işık)